Kayıp Dillerin Fısıldadıkları III Online Sergisi kapsamında düzenlenecek olan “Anadolu Dilleri ve Kültürleri” panel serisi başladı.

Panel serisinin ilki açılış konuşmasıyla 21 Mart 2024’te gerçekleştirildi. Doç. Dr. Hüseyin Sami Öztürk moderatörlüğünde düzenlenen ve Prof. Dr. Hamdi Şahin, Prof. Dr. Ferit Baz ile Doç. Dr. Emre Erten’in konuşmacı olduğu panelimiz Rezan Has Müzesi’nde gerçekleşti.

Panel serisinde Eskiçağ Tarihi, Klasik Filoloji ve Arkeoloji disiplinlerinde uzmanlaşmış akademisyenler; antik edebî metinler, Antik Yunan ve Roma yazıtları, Antik Yunan ve Latin epigrafisi konularını Anadolu dilleri ve kültürleri kapsamında inceleyecek ve değerlendirmelerde bulunacaklar.

2010 yılında Rezan Has Müzesi’nde gerçekleşen Türkiye’nin ilk epigrafi sempozyumunun devamı niteliğinde olan panelimiz tüm katılımcılara açık ve ücretsizdir.

*Panel dili Türkçedir.

Panel – 21 Mart 2024 Perşembe, Saat 14.00-15.00

Moderatör:

Doç. Dr. Hüseyin Sami Öztürk (Marmara Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi Ana Bilim Dalı)

Konuşmacılar:

Prof. Dr. Ferit Baz- (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Eskiçağ Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı)
Prof. Dr. Hamdi Şahin- (İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Eskiçağ Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı)
Doç. Dr. Emre Erten- (İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü, Eski Yunan Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı)

İlk İletişim

Tarih öncesi sessiz midir?

İnsanoğlunun bilinen ilk iletişim macerası yaklaşık 35.000 yıl önce Fransa’da, Grotte Chauvet Mağarası’nda başladı.

Bu dönemde insan, “hayatta kalma” ve “var olabilme” üzerine odaklanmış bir hayat sürdürüyordu. Dış etkenlerden korunabilmek, kötülükleri uzaklaştırmak, yağmur yağdırmak, güneşin tekrar doğmasını sağlamak, yabanıl hayvanların saldırısından korunmak için törenler yapıyorlardı. Bu ritüeller birtakım sesler ve basit ritmik hareketlerden oluşuyordu. Yaşamak için avlanmak zorunda olan Buzul Çağı insanı, hem ritüelleri gereği hem de kendini ifade edebilmek adına, av sırasında kullandığı kemikler üzerine ya da yaşadıkları mağaraların duvarlarına yeryüzünün bilinen ilk görsellerini yaptı. Yakın çevrelerinde bulabildikleri her türlü malzemeyi denediler. Önce mağara zeminine veya duvarlarına ıslak çamuru sürüp üzerine parmakla figürler çizdiler. Daha sonra çakmak taşı ve diğer sert taşlarla duvarları kazıdılar. Bir zaman sonra mineral tozlarından ürettikleri doğal boyalarla mağara resimlerini boyamayı başardılar. Böylece avın kutsallığı ya da törensel bir kutlamayı anlatan bu çizimler, çağlar arası en eski iletişim dilini oluşturmuş oldu. Tarih öncesinin sessizliğine ses olan ilk fotoğraflardı bunlar; mağara insanlarının bugüne fısıltıları.

Anadolu Dilleri

© Rezan Has Müzesi / Tüm hakları saklıdır.