Hurrice yaklaşık olarak M.Ö. III. Binyıl’ın ikinci yarısından M.Ö. II. Binyıl’ın sonuna kadar Kuzeydoğu Irak’tan Güneydoğu Anadolu’ya neredeyse Mezopotamya ve Suriye’nin kuzeyini tamamen kapsayan bir bölgede konuşulan bir dil olmuştur. Hurrice ile akraba olan tek dil M.Ö. I. Binyıl’da Urartu Krallığı’nın resmi dili olan Urartuca’dır. Hurrice ve Urartuca, Hurro-Urartu adı verilen ve bilinen hiçbir dil grubu veya Eski Yakın Doğu dili ile belirgin bir genetik ilişkisi bulunmayan bir dil ailesine mensuptur. Hurrice ve Urartuca bugünkü Türkçe veya Eski Yakın Doğu’da Sümerce gibi eklemeli dillerdendir.
Yeni Assurca çivi yazısını kullanan Urartular yaklaşık olarak günümüze 500 kadar yazıt bırakmışlardır. Bunların büyük çoğunluğu binalar, adaklar ile yıllıklardan meydana gelip; duvar, sütun, dikme kaide, stel ve kaya üzerine kazınan yazıtlardır. Ayrıca idari metinlerden oluşan az sayıda Urartuca tablet de bulunmuştur.
Tüm Urartuca belgeler, Yeni Assurca çivi yazısı ile yazılmış olmasına karşın; “Urartu Hiyeroglifleri” olarak adlandırılan ve henüz deşifre edilmemiş bir yazı türü ile yazılmış bazı kısa idari yazıtlar da bulunmaktadır. Bilinen en eski Urartuca yazıt yaklaşık olarak M.Ö. 820 yılına, Krali İşpuini Dönemi’ne (M.Ö. 830–820) tarihlendirilir.
Urartuca bugün Çeçence olarak bilinen dilde varlığını sürdürmektedir.