Kayıp Dillerin Fısıldadıkları III Online Sergisi kapsamında düzenlenecek olan “Anadolu Dilleri ve Kültürleri” panel serisi başladı.

Panel serisinin ilki açılış konuşmasıyla 21 Mart 2024’te gerçekleştirildi. Doç. Dr. Hüseyin Sami Öztürk moderatörlüğünde düzenlenen ve Prof. Dr. Hamdi Şahin, Prof. Dr. Ferit Baz ile Doç. Dr. Emre Erten’in konuşmacı olduğu panelimiz Rezan Has Müzesi’nde gerçekleşti.

Panel serisinde Eskiçağ Tarihi, Klasik Filoloji ve Arkeoloji disiplinlerinde uzmanlaşmış akademisyenler; antik edebî metinler, Antik Yunan ve Roma yazıtları, Antik Yunan ve Latin epigrafisi konularını Anadolu dilleri ve kültürleri kapsamında inceleyecek ve değerlendirmelerde bulunacaklar.

2010 yılında Rezan Has Müzesi’nde gerçekleşen Türkiye’nin ilk epigrafi sempozyumunun devamı niteliğinde olan panelimiz tüm katılımcılara açık ve ücretsizdir.

*Panel dili Türkçedir.

Panel – 21 Mart 2024 Perşembe, Saat 14.00-15.00

Moderatör:

Doç. Dr. Hüseyin Sami Öztürk (Marmara Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi Ana Bilim Dalı)

Konuşmacılar:

Prof. Dr. Ferit Baz- (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Eskiçağ Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı)
Prof. Dr. Hamdi Şahin- (İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Eskiçağ Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı)
Doç. Dr. Emre Erten- (İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü, Eski Yunan Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı)

Romalıların zamanla güçlenip bütün İtalya’yı, ardından da Akdeniz Dünyası’nı ele geçirmelerinden sonra, fethettikleri ülkelerin dili hâline gelen Latince; bugün İtalyanca, İspanyolca, Portekizce, Fransızca ve Romence’nin temelini oluşturmuştur.

Latinler harf ve yazıyı MÖ 7. yüzyılda, Campania Bölgesi’ndeki Cumae’deki Helenlerden öğrenmişlerdir. Etrüsklerin daha önce İtalya Yarımadası’na alfabeyi getirdikleri de bilinse de; Romalılar hem Helen hem Etrüsk alfabesini temel alarak 26 harften oluşan yeni bir harf sistemi geliştirmişlerdir. Romalıların zamanla güçlenip bütün İtalya’yı, ardından da Akdeniz Dünyası’nı ele geçirmelerinden sonra, fethettikleri ülkelerin dili hâine gelen Latince; bugün İtalyanca, İspanyolca, Portekizce, Fransızca ve Romence‘nin temelini oluşturmuştur. Ancak Yunanistan, Trakya, Anadolu, Mezopotamya ve Mısır’ın yer aldığı Doğu Akdeniz Dünyası’nda güçlü bir Helen yazım sistemi olduğu için, Latince bu bölgelerde gelişim gösterememiş; ikinci dil olarak kalmıştır. Batı Roma İmparatorluğu MS 475 yıkıldıktan sonra dahi Latince, kilisenin dili olarak varlığını hâlen sürdürmektedir. Bilinen en erken Latin yazısı MÖ 6. yüzyılda Praeneste’de (Palestrina) bulunmuş altın bir fibula üzerinde yer almaktadır. Bu yazıtta MANIVS ME FECIT NVMERIO, “Manius beni Numerios için yaptı” yazar. Sağdan sola doğru yazılan ilk Latin alfabesi 21 harf iken; daha sonra Helen alfabesinden iki harf daha ekleyerek 23 harfe çıkmıştır.

Anıtların Kraliçesi / Ankara Anıtı

Bulunduğu Yer: Ankara

Dili: Latince

Tarihi: MS 14’ten sonra

Malzemesi: Taş

Ankara

Ankara’da Hacı Bayram Camii’nin bitişiğinde yer alan ve Ağustos Tapınağı olarak da bilinen tapınağın duvarına kazınmış olan “Monumentum Ancyranum”, bugüne kadar keşfedilen Latince yazıtlı tabletlerin en uzun, en önemli ve en ilgi çekici olanıdır. Roma İmparatorluğu’nun kurucusu Augustus tarafından MS 14 yılında ölümünden kısa bir süre önce yazılan bu metin ilk olarak Senato’da okunmuş ve Roma şehrinde dikilmiş iki bronz sütun üzerine yazılmıştır. Roma İmparatorluğu’nun diğer eyaletlerindeki çeşitli tapınaklara birkaç kopya yerleştirilmiştir. Bugün bu kitabenin en sağlam nüshası Ankara’da muhafaza edilmektedir.

Roma Lejyon Borazancı Aurelius Surus’un Mezarı

Bulunduğu Yer: Beyazıt, İstanbul

Dili: Latince

Tarihi: MS 1. yy.

Malzemesi: Mermer

İstanbul Arkeoloji Müzeleri Taş Eserler Koleksiyonu,  Env. no.5826 T

Yeraltı Tanrılarına! Vaktiyle 18 yıl hizmet veren, 40 yıl yaşayan I. Lejyonun dindar ve sadık hizmetkârı borazancı Aurelius Surus’a, mirasçısı ve lejyon arkadaşı Suriyeli Sept(imius) Vibianus (bunu) hediye etti. Göreve bağlılığı ile övüldü.

[Çev.: İ.A.M]

Roma ordu birliklerinde (lejyon) görev yapmış askerlerin mezar taşlarında kimliğinin yanı sıra, çoğunlukla hangi lejyonda, kaç yıl, hangi görevi yaptığı belirtilir. Bu askerler savaş sırasında ölmüş olabilecekleri gibi, emekliliğinden sonra yaşadığı yerde de hayatlarını kaybetmiş olabilirler. Lejyon askerlerin mezar taşlarının aynı lejyonda görev yaptığı bir diğer asker arkadaşı tarafından yaptırılması sıkça görülen bir durumdur ve burada ölen askerin lejyonuna olan sadakatine, dindarlığına, diğer üstün özelliklerine atıf yapılarak onurlandırılması söz konusudur.

Diğer Anadolu Dilleri

© Rezan Has Müzesi / Tüm hakları saklıdır.